2021'e Mektup Var!


Merhaba 2021;

 

Sanırım öncelikle kendimi tanıtmalıyım. Bendeniz O-1911. Bana kısaca “Otisya” diyebilirsiniz. Sizlere 2130 yılından yazıyorum. Dünyamıza hoş geldiniz. Başka bir dünya denilince aklınıza ileri düzey teknoloji, robotlar, uçan arabalar, sonsuz gökdelenler yahut da yapay zeka geliyorsa sessizce aramızdan ayrılabilirsiniz. Zira bugün burada size bunlardan bahsetmeyeceğim. Bizim dünyamızda bunlardan daha fazlası var. Dünyamızdan bahsetmeden önce size açıklamam gereken bazı hususlar bulunuyor. Sizin oralarda her insanın bir adı bulunurmuş. Bizler ise bireyi kişiselleştiren, ötekileştiren tanımlamalardan uzak olan numaraları tercih etmekteyiz. 30 harften oluşan bir alfabemiz bulunur ve bu alfabeye numaralar eklenerek bireylerin kimlikleri oluşturulur. Tek tip kıyafetler kullanılır ve özel mülkiyet yoktur. Ast-üst ilişkisi bulunur ancak kimse kimseyi küçümsemez, kimse kimseye emirler vermez. Ben Otisya. Sizlere adımı daha önce de söylemiştim, değil mi? Adımın anlamını merak ediyor olabilirsiniz. Hemen anlatayım. 1911 yılında (Evet, evet sizden bile önce!) İsviçre isimli ülkenizde psikiyatr Eugen Bleuler adli kişi “otizm” kelimesini kullanmış. İlk olarak o yıllarda ismi ortaya çıkan otizm, kişinin etrafıyla sözel ve sözel olmayan şekilde uygun ilişki kuramaması şeklinde ifade edilen nörogelişimsel bir bozukluktur. Sizlere neden mi tanımlamalardan bahsediyorum? Sen bize adının anlamını açıklamayacak mıydın dediğinizi duyar gibiyim. Acele etmeyin anlatıyorum. Otizm teriminin 20. yüzyıl sıralarında duyulmasıyla birlikte bu bozukluğun ne olduğu, ne gibi belirtilerinin bulunduğu, tedavi sürecinde neler yapılması gerektiği gibi birçok faktör gündem olmuş. Lakin kaçınız bu kelimeyi duydunuz yahut da bu kelimenin ne anlama geldiği hakkında fikir sahibisiniz merak ediyorum doğrusu! Belli bir dönem popülerliğini gündemde tutmuş olsa da dünyanızda otizmin çok fazla yer edinemediğini, yeterince anlaşılamadığını, gerekli özenin gösterilerek çaba sarf edilmediğini düşünüyorum. Durun, durun kızmayın hemen! Elbette aranızda bilenler de çıkacaktır. Belki de bu konu üzerine çalışıp farkındalık kazandırmak için emek sarf edenler de olmuştur. Ancak bu sayı o kadar yetersizmiş ki aldığımız haberlere göre 21. yüzyılda dahi otizmi bir hastalık, engel olarak nitelendirenler, otistik bireyleri dışlayanlar, küçümseyenler dahası otizmden bihaber olanlar varmış. Bunları öğrenmek beni ve dünyamdakileri çok üzdü. Otizmin bilinmediği, yok sayıldığı dahası otistik bireylere sıra dışı varlık muamelesi yapıldığı bir dünya mı? O kadar çok şaşırdık ki, şaşkınlığımıza şahit olmanızı isterdik doğrusu. Bence artık adımın anlamını hepiniz anlamışsınızdır. Ben Otisya. Otistik bir bireyim. Size ilk bakışta biraz farklı gelebilirim. Bazen ilk seferde ne demek istediğinizi anlamayabilir, siz konuşurken lafınızı bölebilirim. Kimi zaman olmadık ortamlarda tatlı çığlıklar atabilir ya da yerli yersiz gülebilirim. Adımla seslenince bakmazsam alınmayın, sizinle iletişim kurmakta güçlük çekebilirim. Göz teması kurmaktan kaçınır, düzenim bozulursa eğer hırçın bir birey olabilirim. Aynı oyunları oynamaktan hoşlanır, bazen etrafımda saatlerce dönebilirim. Bazı kelime ya da cümleleri bıkmadan tekrar eder, tekdüze bir tonda konuşabilirim. Cansız nesnelere aşırı ilgi duyabilirim. Çok sevdiğim mor bir ayım var. Eğer isterseniz onu sizinle paylaşmakta güçlük çekebilirim. Bencil olduğum için sanmayın sakın! Ben mor ayımı çok severim. Ben Otisya. La la la… Beni yeterince tanıdınız sanırım. Şimdi isterseniz artık sizlere dünyamızı tanıtayım. Dünyamızda yer almak isteyen bireylerde aranan ilk özellik empati duygusunun gelişmiş olmasıdır. Lütfen o da ne diye sormayın. Bildiğinizi umarak sözlerime devam ediyorum. Belli düzeyde empati geliştirememiş bireylere belli zaman aralıkları ile “Empaton” adı verilen bir ilaç verilerek empati duygusunu kazanmaları sağlanır. Çünkü dünyamızda birbirini anlamayan, duygularına eşlik edemeyen, bencilce tavırlar sergileyen bireylere yer yoktur. Dünyamızda çok fazla otistik birey bulunur. Belki de sizin dünyanızdan kaçıp buralara gelmişlerdir. Kim bilir… Onların en çok ihtiyaç duydukları şey empati ve sevgidir. Evet, burası otizmlilerin olduğu veya sadece otistik bireylerden oluşan bir dünya değil.


                      

Burası otistik bireylerin anlaşıldığı, hissedildiği, dahası onların hayatlarını kolaylaştıran bir dünya. Dünyamızda bütün bireylerin kimlik numaraları kollarında yazılıdır ve bütün otistik bireylerin kodları “o” harfi ile başlamaktadır. Böylece bizleri ilk bakışta tanıyabilirsiniz. Kimlik bilgilerimizdeki özel karekodlar sayesinde girdiğimiz restoran, mağaza yahut da başka bir alanda ışık ve ses hassasiyetimiz dikkate alınarak ışıklandırma, renklendirme ve ses düzeyinde uygun ortam yaratılır. Böylece daha rahat hisseder ve adaptasyon sürecimizi hızlandırırız. Sizlere bahsetmeyi unuttum. Bazı zamanlar kriz durumları yaşar ve kendimizi kötü hissedebiliriz. Bu krizler bazen bir kokudan, bazen bir sesten, bazen de nedenini bilmediğimiz şeylerden kaynaklanır. Bu gibi durumlarda müdahale edebilmek adına mutlaka belli bölgelerde bir uzman bulunur. Korkmayın! Doğru teknik ve müdahalelerle tehlike arz etmiyoruz. Dünyamızdaki tüm evler otistik bireylerin güvenli bir yaşam sürdürebilmesi açısından donanımlı olarak tasarlanmıştır. Kat sayısı üçten fazla olmayan bu evlerde düşme veya yaralama ihtimali doğuran eşyalar sabitlenmiş ve gerekli güvenlik önlemleri alınmıştır. Otistik birey odasını en sevdiği renge boyama özgürlüğüne sahiptir ve odasını dilediği şekilde dizayn edebilir. Böylece evinde kendisine özgür bir yaşam alanı oluşturmuş olur. Evde yaşayan diğer bireylere belirli aralıklarla otizmle ilgili bilgiler verilir. İhtiyaç halinde bu kişilere ücretsiz olarak psikolojik destek sağlanır. Bunun yanı sıra otistik bireyler ve yakınları dışındaki bireylere de dönem dönem otizm tanı ve değerlendirme kriterleri hakkında bilgi verilir. Bazı otistik bireyler semboller ve işaret dili aracılığı ile daha rahat iletişim kurabildikleri için işaret dili kursları ve onlara özel olarak tasarlanmış etkinlik eğitimleri ücretsiz olarak isteyen herkese ulaştırılır. Ben de işaret dili ile kendimi daha iyi ifade edebiliyorum. Ben Otisya. O harfi baş ve işaret parmaklarının birleşimi ile yapılıyor. Eğer bir gün mektubum sizlere ulaşırsa bence siz de en kısa zamanda işaret dili öğrenmeye başlayın. Böylece hem kendinize hem karşınızdakine yeni bir dünya yaratmış olacaksınız. Otistik bireyler arkadaşlık ilişkileri kurmakta zorluk çekebildikleri için bizim dünyamızda her otistik bireyin bir tane uzman yol arkadaşı bulunur. Bu bireyler otizm hakkında donanımlı ve eğitim almış kişilerdir. Otistik bireye sosyal hayata adapte sürecinde yardımcı olmak en önemli görevleri arasında bulunmaktadır. Biz onlara kendi aramızda “gölge dost” deriz. Ne hoş, değil mi? Sizi hiç dışlamayan, problemlerinizi anlayan ve kendinizi anlatmak için çırpınmadığınız bir arkadaşınız var. Sizi olduğunuz gibi kabul eden, sorunlarınızla ilgilenen ve bunun için mücadele eden bir dünyanız var. Kendimi çok özel hissediyorum ama asla farklı değil. Herkes kadar farklı, herkes kadar aynıyım aslında. Size daha pek çok şeyden bahsetmek isterdim lakin mektubumun sonlarına geliyorum. Başka bir dünya denildiğinde her şeyden önce bireye değer veren, onu sorunları ve farklılıkları ile kabul eden, anlayışlı bir dünya hayal edin olur mu? Çünkü bazen gelişmiş bir teknoloji, eğitimli bireyler ya da kat kat evler dünyanızı değiştirmeye yetmez. Bazen değişim için gerekli olan her şey ruhunuzda gizlidir. Artık gitmeliyim. Beni unutmayın olur mu? Hoşça kal dünya. Ben Otisya.

 

 

 

BİRSEN TAŞTEKİN


Yorumlar

Popüler Yayınlar